Kahraman abi
                                    Velhasıl-ı kelam


Insanoğlunun nesli tükeniyormu? Teyze dayı yiğen yok!

Zamanın gidşine göre bakarsak durumlar çok vahim. Yeni evlenenler tek çocuklu ve hiç çocuk yapmamaya dönük düşüncelere sahipler. İleride 30 sene zarfında gelecek olan çocukların teyye, amca, dayı, yeğen, kuzen ve birader adayları yok olma durumunda! Düşünebiliyormusunuz bu saydıklarım artık yok olacak... Ve bu çocuk büyüdüğünde yalnız kalacak!  Anne - baba kariyer peşindeyken, aklısıra hayatını yaşama çabasındayken arkasında bıraktığı harabeye bakın. Sonunda kendisinin huzur evinde bulacağından haberi yok, adı güzel olsada malesef huzurada ulaşamayacak. Onlardan doğacak tek çocukda hiç bir akrabasız Dünya da yalnız kalacak. Birde bu çocuk hayatını nasıl bir düzene sokacak? Hiç bir akrabası olmayan nasıl ayakta durur? Derdini sorununu kiminle paylaiacak? Durum çok vahim arkadaşlar... 

Birde bu ailelerin bahanelerine bakın: Dünya ya çocuk bırakmak sorumluluk istermiş, Çocuk büyütmek masraflıymış, Yaşam sıtandartları düşecekmiş, işine engel olacakmış vs. Hayatlarını boş şeylere kaptırmış gidiyorlar... Yok hava kirliymiş, yiyecekler zehirliymiş, hayvan hakları, tabiyat bozukluğu, iklim bozukluğu falan filan... Vegan Freegan Flexitar Frutarier gibi insan tiplemeside cabası.

Yapacak ne var? hiç bir şey. Almanın dediği givi ''çay içip bekle''

Kahramanca 06/2023


Ne kadar özgür olduğunu sanıyorsun?

Dünya nın neresinde yaşarsan yaşa, ne kadar medeni sandığın memlekette yaşarsan yaşa aşağıdaki huyların varsa hiç bir zaman özgür olamazsın.

Her ananeyi google e sorarsan

Kendinin ve ananın telefon numarasını ezbere bilmiyorsan

Her zaman gittiğin yere navigasyon ile gidiyorsan

Tiktok paylaşımlarını enteresan buluyorsan

Bir şarj aletini ''akü'' diye tanımlıyorsan

TV Dizilerini gerçek sanıyorsan

Kendini bitmiş say! Yukarıdaki satalitleri bir kapatsalar! Nerede kaldı senin özgürlüğün? Evinin yolunu bile bulamazsın. Kendi düşüncelerin hakkaten seninmi? Sevdiğin renkler hakkaten senin sevdiğin renkmi? 

Kendine aynada bir bak ve ''geldiğin yer'' i asla unutma zira sen sacede orada aç kalmazsın.

Kahramanca 11/2022


İnsanoğlu bir uyumsal bir varlıktır

İnsanoğlu mucizevi bir yaratıktır... Hapishaneye yatan oraya kısa zamanda ayak uydurur, Askere giden askerliğe alışır ve ömür boyu anılarını anlatır. Kısacası açlığa, yokluğa, savaşa, kıtlığa, vs vs. uyum sağlar. Bu mesele insanların ikamet ettikleri yerlere, oraların koşullarına göre hayatını sürdürür. Afrika da yaşayanda Avrupa da yaşayanda Sibirya da yaşayanda hayatını zorluğuyla-kolaylığıyla yaşar. Bütün ihtiyaçlarını oranın iklimine göre eker-biçer ve muhafaza eder. İnsanoğlu bulunduğu yerde kendine bir kültür yaratır... 

Kısacası insanların kaderlerini doğduğu yer belirler.

Problem ise, herhangi bir sebepten dolayı bu kültürlerin birbirine karışması, o zaman işte denge bozuluyor. Yaşam standartı, kültürü, eğitimi, görgüsü, kılık kıyafeti farklılık yaratıyor ve hayat zorlaşıyor. Toplum içinde paralel toplumlar oluşuyor, gettolaşmalar meydana geliyor ve kültürlerin arasındaki fark dahada açılıyor.

Evet, en iyisi oturduğun yerde kal.

kahramanca 07/2022




Son zamanlarda, türkçede geçmiş zaman fiillerinde sıkça yapılan hatalar

Bir eylemin geçmişte yapıldığını belirten kiplere ''geçmiş zaman'' kipi denir. Size bir örnek:

Nasrettin hoca bir gün gölün kenarına durdu bir şeyler yapıyor. Oradan geçen bir vatandaş: Hocam orada ne yapıyorsun? dedi. Hocada göle yoğurt çalıyorum dedi. Adam da hocaya: Hocam göl maya tutmazki dedi ve hocada ''Ya tutarsa dedi''.

Burada hata nerede? Maalesef bu gibi anlatımlarla sıkça karşılaşıyoruz! Bu olay olduğunda sen orada değildinki! Nasıl kendin görmüş gibi anlatıyorsun? Fiillerin sonuna mış miş muş müş dı di du dü eklendiğinde geçmiş zaman olur yani olay cereyan edeli bir hayli zaman olduğu için, yapmış, gitmiş, olmuş demek gerekir.  

kahramanca20211001


Almanya da bu gün seçimler var

Bu gün (26.09.2021) Almanya da seçimler var... ortalık sakin, sokaklar her zamanki gibi, hiç bir yerde bayrak mayrak yok! Adamlar işi sökmüşler, biliyorlarki seçilen Parti sadece işini yapacak, yani sadece bir parti! Anadan babadan gelen gelenek veya futbol takımı gibi tapmıyorlar. Ne dövüş kavga. ne oy hilesi... kaybeden bizim gibi memleketini terk etmiyor, vatanını satıp gitmiyor... hatasını kabul edip daha iyi yapmaya çabalıyor. Hiç bir belediyede işçi çıkartılmıyor ve her şey olduğu gibi tıkır tıkır çalışıyor.

 Hükümet geçici - Vatan bakidir! bunu unutmayalım. Vatan bir Trene benzer... hep ileriye gider veya ilerlemeye çabalar, ve Yeryüzünde bir yer kapsar.  Tren in vatmanı Hükümettir! Tren, yavaşda olsa hızlıda olsa gideceği yeri aşağı yukarı bilir, araba gibi istenildiği tarafa yönetilemez. 

Yani biz sadece Vatman ı seçiyoruz gerisi boş. 

kahramanca 20210929


Corona nın faydaları

Coronanın da ne faydası olur demeyin. Coronanın tedbirlerine bir bakın:

Meyhaneler, Kumarhaneler, Klüpler, Gazinolar kapalı veya riskli

Mekan ve Beden temizliği kaçınılmaz 

Ev ahali birbirilerini daha fazla görüyor

Kendimize eğitmek için zamanda çok

Düğünler Nişanlar ucuzladı

Yani bir müslümanın zaten yapması veya yapmaması gereken faaliyetler bunlar. Bu şartlara uymayan vatandaşın rahatı iyi değil... Ben müslümanım diyenin hiç bir şikayeti olmaması gerek. Kötü tarafıda Cenabı Allah bizi, bize yasak olan alkolü yüzümüze göyümüze sürmeye muhtaç etti. Ne diyelim, bundada vardır bir hikmet.

Sağlığınızın değerini bilin

kahramanca

Türkiyede raf fiyatlarına müdahale yapıldı

Serbest ticarete hakim olan ülkelerde bir ürünün rafdaki fiyatına kimse karışamaz. Sosyalist bir rejim varsa o zaman durum değişir. Bu enflasyonu düşürmak için atılan çok yanlış bir durumdur. Fiyatların yüxek olması arz ve talep meselesidir, talep olursa fiyat çıkar, olmazsa düşer, gayet basit! Kimse kimseye bir ürünü kaça satacağına karar veremez, müşterisi varsa satar ve fiyatını da piyasa belirler. Devlet daha ilk baştan, yani üretim aşamasında ham madeyi bol sunsunki rafdaki fiyat düşük olsun.  Bu gidişle işler biraz vahim gibime görünüyor.

kahramanca 092021

Cadde İsimleri neden değiştirilir?

Almanya da Cadde isimleri, ırkçılık veya kötü çekilecek mana taşırsa Belediye meclisinde görüşülür ve çoğunluk çıkarsa değişikliğe karar verilir. 

Bizde bir sürü köylerin, caddelerin ve mahalelerin adları değiştirilmiştir, peki neden? Aradığınız adresi postacı bile zor buluyor! Ev numaraları keza ayrı bir dert! İlla bir caddeye isim verilecekse yeni bir caddeye ver, burada problem yok. Bu mesele ardınlan bir sürü problemler getiriyor... Navigasyon yazılım şirketleri, Kartograflar, Kargo şirketleri vs. aşırı zorluklarla karşılaşıyorlar. Onun için mesela Türkiye de navigasyonlar tam çalışmaz. 



Sosyal Mesafe Nedir?

Son zamanlarda ''Sosyal Mesafe'' cümlesini sıkça duyuyoruz, nedir peki Sosyal Mesafe? Sosyal mesafe yeni bir şey değildir ve her zaman vardı. Bu insanların yaşadıkları ülkelere göre değişir yani sıcak kanlı insanların SM si dardır. Sizi kucaklar, sarılır, kolunuza girer, başınızı okşar falan. Bu batıya doğru gittiğinizde çok farklıdır! İnsanlar soğuktur, kimseye dokunamaz, bir yerinizi değdiremez hatta gerekli değilse toka bile yapamazsınız. Bir asansörde bile en az 50cm ara bırakmanız gerekir. Bazı insanların, mesela Artist, Sanatçı, Milletvekili, Doktor, Polis, Asker vs. SM si normal insanlardan geniştir. Korona sebebiyle bu SM herkes için bir buçuk metre oldu. SM, hayvanlardada vardır, kuşlar elektrik tellerine konduklarında aynı aralıklarla durular, birbirilerine değmezler. Köpeklere yaklaşırken belli bir mesafe bırakırsınız oda onun SM sidir.  

Siz siz olun SM nizi koruyun


kahramanca.2020/06/28


Yegane kızıma nasihat:

Hayat paylaştıkça güzeldir, unutma

Saçını süpürge et ama gocunma

Söküğünü dik ama utanma

Soğan-ekmek ye ama dilenme

Büyüklerine saygılı ol

Sabırlı ol

Sözünün eri ol

Haline şükret

Asla ihanet etme

Rüya deyip geçme, vardır bir hayrı

Güzel kızım...

Mutluluğu hiç arama!

O zaten senin içinde.

Sana olan ömür boyu mutluluk dileklerim, dualarımın içindedir.


! Yuvayı dişi kuşun yaptığını hiç aklından çıkarma


Baban 31.01.2020            / Düğün 08.02.2020



Elektrikli otomobillerdeki problemler

Bildiğiniz gibi yerli elektrikli otomobil tanıtıldı. En büyük problemlerden biri olan menzil meselesi halen aydınlık kazanmış değil. Bizim Türkler yeni yeni kullandığı arabanın PS ini yani BG ini öğrendi. Kullanılan arabaların ortalama gücü 65 PS i geçmez ve hız ise otalama 80Km/h i geçmez. 0-100 km hız meselesi hiç kimseyi ilgilendirmez...Dünya yakıt tüketimini 100km/litre ölçerken biz daha km-kuruş peşindeyiz. 

Şimdi gelelim elektrikli arabaya... 200 veya 400PS ne demek? Bunu hangi şoför veya hangi yolda kullanılacak? O beygire dayanacak lastik kaç $ bilen varmı, en az $1600. Açık hesap olarak, bunu 100PS motorla donaltıpda mezili 1000Km ye çıkarılsa daha  iyi olmazmı?   


Bu gibi arabalara binmeden öğreneceklerimiz:

- yakıt tüketimi 100km/Litre ile ölçülür

- Lastik basıncı BAR ile ölçülür

- Lastikler azami hıza göre seçilir

- Motor gücü KW ile ölçülür (PS BG HP antika oldu)

- Gündüzleri farları yakmak ayıp değil

- 150BG aşağı arabalara OTOGAZ takılmaz (fazla güç kaybından dolayı)

- Korna ile selam verilmez

- araba ile şaka yapılmaz

- Araba kapısı yavaş örtülür

- Direksiyon kucaklanmaz çevilir

- Çelik jant değil Alüminyum Jant

- yakıt fiyatı $ bazında değer biçilir

- Emniyet kemeri takmamak akıl işi değildir

- trafik tabelalarına ateş etmek insanlık dışıdır


kahramanca 12/2019



Islak imza nedir?

Türkiye de belki başınıza gelmiştir, imza atmanız gerektiğinde ıslak imza olmasını yani sıvı mürekkepli kalemle atmanızı ve üstelik altına ''okudum anladım'' yazmanızı isterler. Sıvı mürekkebi kağıt emdiği için çıkmayacağına inanırlar ama 1930 yılından beri kimyasal maddeler ile mürekkep silinir. Bizim tabirimizle ''Tükenmez kalem'' ile (bana göre yanlış bir tabir çünkü tükenir) imza atmak yasaktır. Buna çözüm olarak Avrupalılar tükenmez kalem için ayrı bir mürekkep icat etmişler ve mormlaştırarak sabit kılmışlardır. ISO Norm 12757-2 ''Dokument really'' Bu normlu kalemler ile imza atmak Dünyanın her yerinde geçerlidir, bizde hariç. Hatta uzak doğu ülkelerinde mürekkebin siyah renk olması mecburidir.

Dipnot: Bu norma sahip kalemler ile 5000 metre yazı yazabilirsiniz.

kahramanca 09/2019




Kurban Bağışları?

Son zamanlarda her kuruluş ve şahıslar kurbanların peşine düştü. Kime selam versek hangi cemaate yakın dursak bu sene  nereye verdiğimizi soruyorlar veya elimize bir zarf uzatıyorlar. Bizim kafamız çalışmıyormuda ikidebir soruyorlar? Yavaş yavaş bu işin içinde ticaret olduğuna inanacağım... Ne kadar doğrudur ama hayrat toplayanların %20 pay aldığını duydum. 

Hayır işi en yakın çevreden başlayıp dışarı doğru yapılması gerekir zira kendi köyünde aç varken uzaklara kurban yollamak ne kadar doğrudur tartılışır.

Hayırlı Kurbanlar


kahramanca 07/2019 


Hayatınızın kıymetini bilin

Bu devirde, 40-50 yaşlarında  bir insan, şu yaşadığımız modern Dünya da icat edilmiş her şeyi görmüş ve kullanmıştır. Bu Dünyanın nimetlerinden en çok faydalanan bizizdir zira Bilgisayarın, Cep telefonun, Televizyonun, Müzik çaların, Otomobilin Trenin vs icat edilişinden son noktaya kadar gelişine kadar gördük ve yaşadık. Bu aletlerin bazıları hiç hayatımızda yokken keşfedildi ve hatta kaybolup antika oldu. 100 -200 yıl evvelini düşündüğümüzde bir insan anca bir icadın keşfedilmesini yaşayabiliyordu, yani hayat onun için çok yavaş geçiyordu. Şimdiki zaman öyle hızlı geçiyorki bir sürü icatları ve teknikleri aynı anda yaşıyoruzki bazılarımız ayak bile uyduramıyor. Kafamız öyle komplike şeylerle meşgulki neredeyse evin yolunu bile navigasyonla bulacağız. Hatta bir araştırmaya göre insanların eline kalem alıp bir mektup yazmayı beceremedikleri ortaya çıkmış. Zamanında daktilo kullanmak bir hünerdi hele 10 parmak yazdımı deyme keyfine... şimdiki zamanda her çocuk klavyeyi oyuncak gibi hızlı kullanıyor.

Hep beraber zamana ayak uyduralım, anladınmı 

kahramanca 04/19


Bir Askerin sopa yeme hikayesi

Hiç unutmam, bir kabahatimden dolayı Komutanımın odasına çağırıldım, başıma gelecekler belli idi... ufak bir sorgudan sonra komutanım bana yaklaştı...

Aniden bir karanlık çöktü, ardından beyaz bir ışık gördüm, sanki havada uçar gibi hafifleştim ve ses seda kesildi... Etrafımda olanlanrı duymuyordum ama kulağıma bir zınlama sesi geliyordu. İkinci hamlede sarsılma ve sarhoşluk gibi his belirledi. O arada film koptu ve üç gün sonra revirde gözlerimi açtığımda kafa ve kolumu sargılı olduğunu gördüm. Böylece hayatımdan üç gün exik ve yediğim sopada yanıma kar kaldı.

Mahmut

  

Müslüm Gürses in Hayatı

26 Ekimde Vizyona giren Müslüm Gürses in hayatını anlatan Sinema filmi rekordan rekora koşuyor. Başrolde oynayan Timuçin Esen rolü ve sesi ile seyircilerin ve Müslümcülerin beğenisini kazandı.  Ben acizane ezeli müslümcü olarak filmde daha baba parçaların okunması ve bestekarlarında konu edilmesini umardım ama yinede fılmin hakkı verilmiş.  

kahramanca 12/2018

 

 

Uçak pistten çıktı


01.10.2018 Pazartesi günü Zonguldak tan Düsseldorf a yola çıkacak Germania Uçağı aprondan çıkarken yeni yapılan pistten çimene battı. Yolcular indirilerek başka uçakla Almanya ya gönderildi. Uçak çamurdan bir gün sonra çıkarıldı ve boş olarak Almanya ya yine yola çıktı. Televizyon haberlerinde gösterildiği gibi tehlikeli bir durum yoktu.

 

Okullar açıldı


Almanya da, ilkokula başlayan öğrenciler, birinci gün ilk önce aileleri ile kiliseye gidip papazın yaptığı ayinden sonra okullarına giderler. Bu yüzden biz türklerde çocuklarımızı önce camiye götürüp duaların yaptıktan sonra okullarına götürürüz ve derslerine başlarlar. Bu törene herkes katılır ve çocuklara şeker çikilota gibi hediyeler verilir, onların içinde unutulmaz bir gün olur. Osmanlıda bu adet vardı ve bayram havası gibi kutlanırdı. Bu uygulama Türkiye de şimdi varmı bilmiyorum ama olsada kıyamet kopardı gibime geliyor. 


Muhtemelen TR il Plakaları

Bildiğiniz gibi Türkiye İl Plakaları, Türkiye kuruluğundan beri 67 ile sahipti ve sonraları iller büyüdükçe ilçeler il olmaya başladı. Plakalar numaralarla belli olduğundan sonradan il olanlanlar alfabetik sıraya uymamaya başladı. Avrupa ülkelerinde bu sorun yok çünkü onlar zamanından beri Harfleri tercih etmişler. Bazılarımız Plakaları ezbere aldığından Problem yok ama ya ezbere almayan? Şimdi içinizden ''Bütün işimiz bittide tek bumu kaldı'' diyenler olabilir ama bu olması gerekir ve olacaktırda...

beni demedi demeyin

kahramanca

 

 

Konuşmakla çevreci olunmuyor

Almanya da bitmiş pilleri, aküleri ve yanık yağları mağazalar müşterilerden üçretsiz olarak geri almak mecburiyetinde olduğu gibi bunları belediye çöp toplama yerlerine vermek zorundadır. Hatta pil gibi ürünleri satan mağazalar yazılı olarak atık pilleri geri aldığını ilan etmek zorundadır ve Internet aracılığı ile satarsa sayfasındada açık şekilde beyan etmek mecburiyetindedir.

Başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim... bu gün 70-75  yaşlarında bir alman kadın yürüme arabası ile dükkana geldi ve bu pilleri gereken yerlere iade etmemizi rica etti. Bu kadının durumunu bir düşünün, zaten yaşını başını almış, yürüme arabası ile zor yürüyor çöpe atsa ne olur atmasa ne olur ne fark ederdiki? Ama atmamış!  Şu anlayışa bir bakın... aramızdaki farka bakın, biz derelere ve denizlere atıyoruz, Almanlar PED şişelerine depozito uygulayarak problemi çözmüşler. Biz nasıl çözeriz merak ediyorum. 

 

 

Kitap okumak

Bilimsel araştırmalara göre Türklerin kimse başına düşen kitap okuma oranı Avrupa ya göre çok az olduğu tespit edilmiş. Bence burada şaşacak bir şey yok. Vatandaş hangi kitabı okusunki? Yazarlar ya sağcıdır, solcudur, misyonerdir, ateisttir, yada bir din mensubudur, hepsinin kendine göre düşüncesi ve misyonu vardır. Neden başkalarının düşüncelerini okusunki? Hikaye masal öykü desen zaten dayımın hayatı masal, dedesinden ebesinden yeterince masal dinlemştir. Bilim ve Tehnoloji okusa... o kitaplarda tarihte, hayırsever birisi tarafından yabancı dilden tercüme edilmiş aktüel değiller. Üstelik bizde kitabi yazarken kullanılan ne kalemin mürekkebin Normu var, nede o defterin... hatta içine koyacağınız zarfın bile.

Kitap okumak için önce Lisan lazım... Dünya da yayınlanmış kitapları birinci elden ve orijinalini okuyup anlamak gerekirki bizimde bir fikrimiz olsun. Teknolojiyi Bilimi güncel takip edelim.

Yoxa böyle akradan arkadan geliriz ve yediğimiz yemeklerin resmini çekmekle yetiniriz.

Kendi tarihimizi bile yabancıların dilindende okumak gerekirki tek taraflı olamsın. Yüz sene sonra şimdiki tarih nasıl anlatılacak düşünebiliyormusunuz? Evet, kimin kalemi sağlamsa o tarihi belirleyecek!

Okumak iyi olmasına iyide, her dilden okumak daha iyi.

kahramanca07/18

 

 

Pi π    Sayısının tarihi

Pi sayısının tarihi MÖ 250 yıllarına dayanır ve Archimedes tarafından keşfedilmiştir, Pi  π  ayrıca yunan alfabesinin 16 cı harfidir. Kısaca Pi, bir dairenin çevresinin çapına bölünmesiyle çıkar ve günümüzde kısaltılmış olarak matematikte 3,14 dür. Bazı matematikçiler bu sayıyı virgülden sonra 1trilyona kadar hesaplamışlardır.

Şindi şöyle düşünürsek... bu adamların ikibin yıl evvel hiçmi işi gücü yoktu? Can sıkısınamı bu sayıyı aramış? Isak Newton, Da Vinci, Pythagoras, Einstein vs bu insanların derdi neydi? Hatta bizim gibi İnterneti yok, PC si yok, Cep i  yok, Google li yok.... Araba uçak tren yokta yok! Adamların insanlık namına Dünya da bıraktıklarına bir bakın.

Peki SEN ne işle meşgulsün?

Kahramanca07/18

 

 

 Yegane oğluma nasihat

Her gördüğünü gerçek sanma

Her duyduğunu doğru sanma

Her kokladığını gül sanma

Her yaptığını amel sanma

Her öteni bülbül sanma

Her konuşanı alim sanma

Her almi hoca sanma

Her arkadaşı dost sanma

Her dostunu sırdaş sanma 

Her tutuğunu benim sanma

Doğru ol

Dürüst ol

Adil ol

...kısaca sen, sadece insan ol yeter!


Sende güzel kızım...eşinin arkasında değil, yanıbaşında ol yeter


İkinizede ömür boyu mutluluklar dilerim


Babanız Kahraman 26.03.2016




Yıllar Utansın  /  Müslüm Gürses

Bizim gönlümüze hasret düşüren
Şu geçit vermeyen dağlar utansın
Bizi bizden alıp yabancı eden
Şu uzayıp giden yollar utansın

Düşüren kim bu aşkı dillerden dile
İsyan eder oldum şansa kadere
Aynalar yaşlanmış gösterse bile
Yaşanmadan geçen yıllar utansın

Yar yanımda yoksa en büyük hasret
Sevdasız geçecek ömüre hayret
Gönülde açmazsa solacak elbet
Çiçeklerle dolu dağlar utansın

Söz : Levent Bektaş

 

 

Meteliğe kurşun atmak

"METELİKSİZ" zamanımızda "Parasız" , "Fakir" daha doğrusu var olan parasını yemiş bitirmiş, negatif manada kullanılır. Aslında, Osmanlı Devrinde kullanılan para birimi Akçe'nin 100/1 olan gümüş Para idi. O zamanlarda tedavülde olan 5 ve 10 Paralara halk dilinde METELİK denilirdi. Bu paraya adam vuranlar oluyormuşki, ''bir meteliğe kurşun atmak'' buradan gelse gerek. 1840 yıllarında basmaya başlanılan 500 kuruşluk banknotlara KAİME adı veriliyordu. Bu zamanda yeni basılmış kağıt paraya  halen ''kaymak gibi'' yani kaime gibi denir.

Siz siz olun meteliksiz kalmayın.

kahramanca2009

 

 

Müziğin insandaki etkileri

Kelimelerin bittiği zaman, duyguların doruğa erdiğinde, kendinizi anca müzikle izah edersiniz. Şarkıdaki sözler takım elbise gibi üstünüze oturur, sanki sizin için yazılmıştır ve sadece size özel okunur. İstersinizki, her kes duysun,her kes o şarkıyı dinlesin, haykırırcasına içinizdekileri, boşalmak istersiniz... Bir Müzik türü seçerek kendinize ayrı bir Dünya kurarsınız. Şarkıyı söyleyenin endamı sizin için bir İdol olur.

Bazen kendinizi yapalanız hissedersiniz, karanlık bir boşlukta efkar dolu... işte o an devreye müzik girer, Çalışırken, gezerken içinizden türküler mırıldanırsınız. Her derde deva yani... Müzik ayrıca insanın karekterini ve eğitim seviyesinide belirler

Bazen kapı gıcırtısı bile müzik gibi gelir bize ama müzik deyip geçmemek lazım.

kahramanca2013

 


Aşk nedir?

Aşk?
Aşk
Bir çiçeği sulamaya benzer
Yapraklarına düşen damla gibidir.
Sonra buharlaşan su gibidir.
Toprağın hararetli hali
İnsanı içine çeker, bitirir
Öyle bir şey işte...

Aşk!
Günler daha yavaş geçer
Dakikalar uzayıp gider ya hani
Gözünüz başka şey görmez
Uykunuz bile gelmez
Delikanlı misali
Öyle bir şey işte...
Aşk yani.
 

 

kahramanca şiir2010



 

 Yağmurda ıslandım bu gün

Yağmurda ıslandim bu gün, hemde sırıl sıklam.
Nisan a daha bir hafta var. İnce ince yağmur yağıyor, üstümde sadece bir gömlek var, ellerim cebimde ve eve doğru yol alıyorum. Hava soğuk olsa gerekki herkesin üstünde kalın çeket ellerinde şemsiye  oraya buraya koşuşturuyorlar. Bense daha gömleğimi açsamda havadaki oksijenin hepsini içime çeksem diyorum. Içim yanıyor sanki... aheste aheste adımlarla ilerliyorum. Içimden kendime "InşaAllah bu yağmur dinmez" diyorum. Yağmur suyu tenime kadar değdi, içime hos bir titremek, üsümek, yalnızlık... anlatmasi zor bir his işte... Saçlarımdan akan su taneleri yüzümden asağı dogru sıralandılar, kirpiklerimin nemi gözüme batiyor, ellerimi cebimden çıkarıp silmeyi bile canım istemiyor. Bir ara durdum. Yukarı doğru kafamı kaldırdım, içimden bir ses "Ya bu yagmur dinerse bir an?..." Yok yok dinmez, kesin dinmez....
Yıllar geçsede, kimin içindeki yagmur dinerki?
Yağmurda ıslandim bu gün...
Sadece ıslandım
Evet islandim...


kahramanca2010

 

 

Güneşin Batışı 

Vakit akşamüstü.
Güneşin ışınları doruktan yüzüme doğru vuruyor. Sanki bu akşam bir başka...  Yakıcı kavurucu sıcaklığını bir kenara atmışda bana bir şeyler anlatıyor adeta. Kırmzı ve masum duruşu elvada der gibi sanki... Hava arasıra hafif hafif serin esiyor, onunda bir diyeceği var gibi... Gözüm kamaşıncaya kadar baktım, baktım durdum, dizlerime bir ağırlık çöktü... Yaşlı bir ağacın altına, bir taşın üstüne otorup seyrettim. Güneşin bu kadar güzelliğini hiç görmemiştim yada ben farkına varmadım, yok yok bu akşam bir bambaşka.
Dakikalar geçtikçe dulunmaya başladı...hanı, batti batacak. Gölgesine  oturduğum ağaçtan döne döne bir yaprak düştü, kurumuştu, demekki daha fazla dalına tutunamadı ve düştü... Demekki onunda zamanı gelmiş. Zaman demişken bu manzara bitmeden kalkayim buradan, dayanamam ben bu güzelliğin bitişine.
Doğuşunu beklerim yarın sabaha...
Sabah ola hayrola...

kahramanca 2011